Aldous Huxley, D.H. Lawrence, Ernest Hemingway, Erskine Caldwell, Franz Kafka, Gabriel García Márquez, Harriet Beecher Stowe, Herman Melville, James Joyce, John Dos Passos, John Steinbeck, Jorge Luis Borges, Katherine Mansfield, Liste, Nathaniel Hawt

Gabriel García Márquez’i Biçimlendiren 24 Kitap

17.08.2021
Gabriel García Márquez’i Biçimlendiren 24 Kitap

Çağımızın en sevilen yazarlarından biri Gabriel García Márquez. Yaşamöyküsünü anlattığı Anlatmak İçin Yaşamak, sadece anlatmak, yazmak için yaşamış bir yazarın anılarını değil, Yüzyıllık Yalnızlık ve diğer eserlerinin oluşumuna dair izler de içeriyor. García Márquez, hayatını, yazarlığa nasıl başladığını anlattığını kitapta kaçınılmaz olarak kendisini derinden etkileyen kitaplardan da bahsediyor.

İşte, yer yer yazarın notlarıyla birlikte, “Hayat, insanın yaşadığı değildir; aslolan, hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır,” diyen García Márquez’i insan ve yazar olarak biçimlendiren kitaplar:

 

1. Büyülü Dağ / Thomas Mann

Benim bugün bile kendime açıklayamadığımsa, Thomas Mann’ın Büyülü Dağ adlı romanının şaşırtıcı başarısıdır; tüm geceyi Hans Castorp ve Claudia Chauchat’nın bir öpücüğünü bekleyerek gözümüzü kırpmadan geçirmememiz için müdürün araya girmesi gerekmişti. Naptha ve arkadaşı Settembrini arasındaki felsefi atışmanın tek bir sözcüğünü bile kaçırmamak için tuhaf bir gerilim içinde yataklarımızda bağdaş kurup oturmuştuk. O gece okuma bir saatin üzerine çıkmış, sonunda alkışlarla karşılanmıştı.[1]

 

2. Demir Maskeli Adam / Alexandre Dumas

 

3. Ulysses / James Joyce

Bir hukuk öğrencisi olan Jorge Àlvaro Espinosa, bana İncil’e yelken açmayı öğretmiş, Eyub Peygamber’in arkadaşlarının adlarını ezberletmişti birer birer; bir gün masanın üzerine insanı şaşırtacak kadar iri cüsseli bir cilt koyarak bir piskopos otoritesiyle, “Bu da öbür İncil,” dedi.

James Joyce’nin Ulysses’iydi elbette, sabrım tükenene kadar bölük pörçük, kavga dövüş okudum. Zamansız bir gözü peklikmiş. Yıllar sonra, uysal bir yetişkine dönüştüğümde kendime kitabı ciddiyetle yeniden okuma görevi verdim ve yalnızca içimde varlığından bir an bile kuşku duymadığım kendine özgü bir dünyayı keşfetmekle kalmadım, dilin kullanımında özgürleşmem, zamanın idaresi ve kitaplarımın yapısı konularında da müthiş bir teknik destek aldım.[2]

 

4. Ses ve Öfke / William Faulkner

İşte o zaman yirmi yaşında Ulysses ile Ses ve Öfke’yi okumaya yeltenmemin iki geleceği olmayan, olgunlaşmamış cüretkârlık olduğunun farkına vararak, her iki kitabı da daha basiretli bir gözle tekrar okumaya karar verdim. Faulkner ve Joyce’ta bana o zamanlar havada kalmış, anlaşılmaz, içine girilmez görünen ne varsa, korkutucu bir güzellik ve yalınlıkla önüme serildiler.[3]

 

5. Döşeğimde Ölürken / William Faulkner

Tek sesli anlatımımı, Döşeğimde Ölürken anlatımındaki betimleyici Yunan korosunda, tıpkı ölüm döşeğindeki bir adamın yatağının çevresindeki aile üyelerinin düşünceleri gibi köyün tüm sakinleri arasında dağıtarak çeşitlendirmeye karar verdim. Bir tiyatro metnindeki gibi her konuşmada karakterlerin adlarını tekrar etmeyi becerebileceğimi sanmadığım için, üç ses kullanmaya karar verdim.[4]

 

6. Çılgın Palmiyeler / William Faulkner

 

7. Kral Oidipus / Sophokles

Lisedeyken bölük pörçük defalarca okuduğum Odysseia dışında sıkıcı ve gereksiz bulduğum Yunan ve Latin klasiklerini hor görmemi [Gustavo Ibarra] tehlikeli bulur, benim için kaygılanırdı. Veda etmeden önce kütüphanesinden deri kaplı bir cilt alarak ciddiyetle bana uzattı: “İyi bir yazar olabilirsin,” dedi, “ama Yunan klasiklerini iyi öğrenmezsen, çok iyi bir yazar olamazsın.” Sophokles’in eserleriydi kitap. O andan sonra Gustavo yaşamımdaki belirleyici varlıklardan biri oldu; daha ilk okumamda Kral Oidipus kusursuz bir yapıt gibi göründü bana.[5]

 

8. Yedi Çatılı Ev / Nathaniel Hawthorne

[Gustavo Ibarra bana] Nathaniel Hawthorne’un yaşamım boyunca bende iz bırakan Yedi Çatılı Ev adlı kitabını verdi. Odysseus’un orada oraya sürüklenişindeki özlemin alınyazısı üzerine bir kuram geliştirdik ve çıkışı bulamayarak kaybolduk. Yarım yüzyıl sonra aynı konuyu Milan Kundera’nın usta işi bir metninde çözümlenmiş buldum.[6]

 

9. Tom Amca’nın Kulübesi / Harriet Beecher Stowe

 

10. Moby Dick / Herman Melville

Gustavo Ibarra, bana durmadan kaşıklar dolusu Yunan şairi veriyor, açıkça ve hiçbir açıklama yapmadan nedense Euripides’i bu işin dışında tutuyordu. Melville’i keşfetmemi sağladı: Moby Dick’in ebedi şöleni, balina kaburgalarından inşa edilmiş gökkubbenin altında dünyanın tüm denizlerindeki balina avcıları adına Jonah’a yazılmış muhteşem ağıt.[7]

 

11. Oğullar ve Sevgililer / D.H. Lawrence

 

12. Binbir Gece Masalları

Öyle ki, Şehrazat’ın anlattığı masalların onun zamanında gündelik yaşamda gerçekten oluştuğunu ama sonraki nesillerin inançsızlığı ve ödlek gerçekçiliği nedeniyle meydana gelmez olduklarını düşünmüştüm. Bu nedenle de öykü yazarı okurlarını inandırabilmeye muktedir değilse, kentlerin ve dağların üzerinde bir halıyla uçulabileceğine ya da Cartagena de Indias’tan bir kölenin iki yüz yıl bir şişenin içinde hapis yaşayacağına zamanımızda kimsenin yeniden inanacağını düşünemiyordum.[8]

 

13. Dönüşüm / Franz Kafka

Vega bir gece elinde yeni aldığı üç kitapla çıkageldi ve içlerinden birini uyumama yardım etmesi için rasgele bana ödünç verdi. Tam tersi oldu: Bir daha asla eskisi gibi huzur içinde uyuyamadım. Kitap Franz Kafka’nın Dönüşüm’üydü. Borges’in yanlış çevirisiyle, Buenos Aires’te Editorial Losada’nın yayımladığı kopyaydı, bugün dünya edebiyatının en büyük nişanlarından biri olan giriş cümlesiyle, ilk satırından itibaren yaşamımda yeni bir yön açtı: “Gregor Samsa bir sabah huzursuz uykusundan uyandığında, yatağında dev gibi bir böceğe dönüşmüş olduğunu gördü.” Bunlar gizemli kitaplardı, dar dehlizleri yalnızca farklı değil, o zamana kadar bildiğim her şeyle de çelişki içindeydi. Olayların nasıl geliştiğini göstermeye gerek görülmüyordu: Gerçek olması için yazarın öyle yazmış olması yeterliydi; bunun, yeteneğinin gücü ve sesinin otoritesinden başkaca bir ispatı da yoktu. Yazar “Şehrazat”tı yeniden, ama onun her şeyin mümkün olduğu bin yıllık dünyasında değil de, her şeyin çoktan kaybolduğu ve geri getirilme olanağı olmayan bir dünyada.

Dönüşüm’ü okumayı bitirdiğim zaman, bu yabancı cennette yaşamak için dayanılmaz bir arzu duydum.[9]

 

14. Alef / Jorge Luis Borges

 

15. Tüm Öyküleri / Ernest Hemingway

 

16. Ses Sese Karşı / Aldous Huxley

 

17. Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck

 

18. Gazap Üzümleri / John Steinbeck

 

19. Tütün Yolu / Erskine Caldwell

 

20. Öyküler / Katherine Mansfield

 

21. Manhattan Transfer / John Dos Passos

 

22. Portrait of Jennie (Jenny’nin Portresi) / Robert Nathan

 

23. Orlando / Virginia Woolf

 

24. Mrs. Dalloway / Virginia Woolf

İlk kez Virginia Woolf adını duydum. Ondan, Faulkner’e İhtiyar Faulkner dediğimiz gibi, İhtiyar Woolf diye söz ediyordu. Benim şaşkınlığım onu kendinden geçecek kadar aşka getirdi. En sevdikleri olarak nitelediği iki kitap yığınını kucaklayarak ellerime koydu.

“Salak olma,” dedi, “al bunların hepsini, okumayı bitirince, neredeysen oraya gelip alırız.”

Benim için o kadar ulaşılmaz bir hazineydi ki bu, saklayacağım bir deliğe bile sahip olamadığım için alıp da riske atamazdım. Sonunda bana zorla Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway adlı romanının İspanyolcasını hediye etti. Önüne geçilmez bir kehanette bulunarak kitabı ezberleyeceğimi de    ekledi.[10]

 

Kaynak: Brain Pickings.

 

[1] Gabriel García Márquez, Anlatmak İçin Yaşamak, çev. Pınar Savaş, Can Yayınları, 2014, s. 238.

[2] Age, s. 295.

[3] Age, s. 435.

[4] Age, s. 435.

[5] Age, s. 392.

[6] Age, s. 404.

[7] Age, s. 404.

[8] Age, s. 264.

[9] Age, s. 296.

[10] Age, s. 403.

 
Gabriel García Márquez

 


Diğer Blog Yazıları

Tümünü gör