Macaristan’daki ilk mutlu yıllar, savaş sonrası yoksulluk, yatılı okul dönemi, “çocukluğun gümüş ipliği”nin kopuşu, Stalin’in ölümü, sürgün, Lozan yılları, yeni bir ülke, anadil ve düşman dil...
Gerçek hesap bu…Söze gerek var mı?“Kendi hikâyelerimizi anlatalım, gerçekleribizim gibi yaşayanları da anlatmak lazım.”“Gerçekten istediğim şeyleri yapmak,gerçekten istediğim yerde, gerçekten...
Babası bebeği görebilsin diye çocuğu kucağıma alıp cama yaklaştırıyorum. Bebek minik ellerini babasına uzatıyor. Yaşlı adam, ihtiyarlık lekeleriyle bezeli, ince parmaklı, hünerli ellerini oğluna uzat