Bazı gönül erbabı, sefa çiçekleri gibi günün ilk ışıklarına muhtaçtır. Ondan sonra sarılı kırmızılı parıltılarla göz alır, kendisini sevdirir, beğenen bakışları üstüne çeker. Ülfet de böyleydi. (…) D
Nihayet karar günü geldi. O gün Yassıada’da son sözü Salim Başol söyleyecekti. Ancak Menderes sözü ona bırakmadı. Çocukluğundan beri hep ölümden korkmuş, hep ölümle savaşmış, hep ölümden dönmüştü. Am
1960’ların sokaklarından, önce tanklarıyla ihtilalciler geçti.
Sonra zafer şarkılarıyla gençler...
İsyan bayraklarıyla işçiler...
Sağcılar... Solcular... Polisler...
Sonra yeniden cuntacılar ve darbe
Savaşlar kazanmış muzaffer bir kumandan…
İnatçı bir diplomat…
Cumhuriyet kurmuş bir devlet adamı…
Kafasında kırk tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden gezdiren bir politikacı…
İdeal bir eş…
Örne
Türk edebiyatının en özgün kalemlerinden Ahmet Rasim’in (1865-1932) İstanbul’la ilgili anı ve gözlemlerini dile getirdiği yapıtları, sayısı 140’ı bulan kitapları arasında özel bir yer tutar. Aynı zam