Battığımız Bataklar, acının farklı yüzlerini, hiçbir filtreden geçirmeden, saklamadan, olabildiğince somut halleriyle karşımıza çıkaran, cesur bir ilk kitap.
Küçüklüklerinde kedi-kolonya gibiydiler. Birbirlerinden hoşlanmazlardı. Zaten benzemezlerdi de. Ağabey daima aklı başında, yalnız, sessiz; küçük kardeş zirzop, delidolu, şenlikli...
Toz duman çökünce hayat yeniden dönmeye başlıyor orta yerde. Tüm yaralara aynı ilgiyi göstermeye çalışarak, çırpınarak, aceleyle. Bazen acıları dindirmeyi başarabiliyor. Ama arada sırada...
Peru’nun Lima kentinde geçen bu romanın “yüzey”deki konusu üvey anne, baba ve delikanlı arasında yaşanan garip ilişkiler; derindeki ise toplumun kimi kurumlarına, katmanlarına ve düşünce...
Saat ikiyi on dört geçiyordu. Daha fazla beklemenin anlamı yoktu artık. Ayağa kalkmak için sandalyemi ittiğimde çıkan gıcırtı sınıfta yankılandı. Sami Hoca tahtaya dönmüş bir şeyler yazıyordu, bir te
Görünmeyen, yayımlandığı dönemde dünya eleştirmenlerinin değerlendirmesinde yılın en iyi kitapları arasına alınmakla kalmadı, yazarın en önemli romanı olarak da tanımlandı. Paul Auster bu romanında g
Ben dinledikçe onlar anlatıyorlardı. Parasızlık çekiyorlardı, çocukları üniversiteyi kazansın istiyorlardı, işlerinden kovuluyorlar, birbirlerine kazık atıyorlar, ihbar ediyorlar, çalıyorlardı...