Benim Hüzünlü Orospularım’ın başkişisi, yaşamı boyunca hiçbir kadınla parasını ödemeden sevişmemiş yaşlı bir gazeteci. Yalnızlığının çaresini günlük, sıradan ilişkilerde aramış bu çirkin ve çekingen
“Amerika’nın gizli kimliğinin bir süper kahraman değil bir süper kötü olduğu anlaşıldı. En iyiler bütün inançlarını yitirmiş, en kötüler tutkuyla dolmuştu ve haksızların öfkesi haklıların...
Hayat öfkedir. Cinsel, ödipal, siyasi, büyülü, hayvanca öfke bizi en yüksek doruklarımıza çıkarır ve en bayağı derinliklerimize indirir. Yaratıcılık, esin, özgünlük, tutku gibi, şiddet, acı, saf...
Bu öykü, birbirlerini amansızca seven, böylece sıradan bir varoluştan kendilerini sakınan bir kadınla bir erkeğin öyküsüdür. Bu öyküyü zaman aşımına karşı koyarak belleğimde gizledim; şimdi artık bu
Sınıfların ortadan kalkması hayret verici bir şey. Herkes eşit, herkes aynı düzeyde, herkes kötü dikilmiş eski püskü giysiler içinde, ayaklarında kalitesiz ayakkabılar var. Hiç acele etmiyorlar, tela