… Netamiye ülkesi, öyle böyle değil, çok netameli, pek hassas bi yerdir. Herkesin bin türlü takıntısı, çeşit çeşit sapıklığı, ruhundan söküp atamadığı kötü hatıraları vardır. Tarihini hatırlasa infil
Sabah uyanıyorsunuz, bir bakıyorsunuz her yer karanlık, Güneş yok! Işığa duyarlı bir uzaylı ırkı Dünya’da yaşayabilmek için Güneş’e perde çekmiş, insanlığı karanlığa, umutsuzluğa hapsetmiş. Doğu Yüce
Toprağı okşadım, avucumu kapadım, María’nın ve onca kızın, başka bir kadının bedeninden olma sevgili kızların gittiği yere açılan anahtarı elimde tutarak ayağa kalktım. Toprağı tutup yuttum, biraz da
“Ama bunlar sırf benim şeytanlarım değil, otobüste yanıma oturan adamın beynini kemiren dertler de bana bulaşıyor ya da marketteki kasiyer kız, çünkü gözlerindeki nefreti görüyorum, tuşlara basan...
“İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?”“Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz.”“Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?”“Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz.”“İyi ya...
Buraya ait olamamaktan yoruldum.Ama gidemiyorum da... Paris’e de ait değilim çünkü.Charles, Marcel, Evelyn, Margaret, hepsi başka bir yere ait olmanın güveniyle istedikleri yere gidebiliyorlar. Gitti
Burada, bu tepede yeni bir not defterine başlamam isabet oldu. Yeni çevre, yeni fikirler, yeni bir başlangıç. Temiz hava.
Ötede buz mavisi dağların yükseldiği ücra bir tepede, puslu ormanlar arasınd