Adeta bir elimi gözlerime siper ederek uzaklara bakıyorum, kalabalıklar ve kargaşa, kaybolmak için girdiğim bir orman, o geçmişten kalan anılar, anlar, ayrıntılar, küçücük bir ânı hatırlarken bile on
Okyanusu aşan uzun bir deniz yolculuğunun sonunda bir adamla bir çocuğun bulunduğu gemi karaya yanaşır. Çocuğun, yani David’in annesi kayıplara karışmıştır ve gemide tanıştığı Simon ona sahip çıkarak
Günübirlik yaşayan yoksul, sevecen bir genç adam, yavaş yavaş ve neredeyse kendiliğinden kurulan ama hiçbir zaman sonu belli olmayan dostluk ve aşk ilişkileri, kısa süren sevinçler, kolay kolay dışa
Çağdaş bir Çehov olarak tanımlanan Alice Munro, bu kitabındaki soluksuz okunan dokuz öyküsüyle de gerçekten günümüzün en usta öykü yazarlarından biri olduğunu kanıtlıyor.
Nefret, Arkadaşlık, Flört,
Bak oğlum, dedi. İnsan dediğin yozdur. Hem de Kayacık kayasından daha karadır yüzü. İnsan ne işe yarar? Bir boka yaramaz. Ama karga dediğin mübarek hayvandır. Onu bunu ayırmaz, bulduğunu yer. Sonra b
“O yılları hatırladıkça bizim kuşak için anlamlı olan bir on yıldan, başka türlü anlamlar yüklenmiş başka bir on yıla geçtiğimizi, bu arada büyümüş olduğumuzu gördüm. Büyümüş olmak mıydı içimi...
Daha önce Amerikana adlı romanını yayımladığımız, National Book Ciritics Circle ödüllü Nijeryalı yazar Adichie, bu kez öykü derlemesiyle okurların karşısına çıkıyor. Özenle çizilmiş karakterlere oda