Kendimi bildim bileli evlere bakmak için dışarılarda geziniriz, yakışmayan çiçek ve saksıları bahçelerden alırız. Sulama aletlerinin yerini değiştirir, posta kutularını düzeltir, ağır olduklarından ç
Babam bizi bırakıp gittikten sonra Ada’yı da evi de orada geçirdiğim mutlu çocukluk anılarını da silmiştim aklımdan. Öyle sanıyordum. Demek ki silememişim, sadece bastırmışım, bilinçdışının en karanl
Ernaux’nun babası, kızı öğretmenlik sınavlarını verdikten iki ay sonra ölür. Yazar bu ölümün ardından, yetersiz eğitim görmüş, çocukluğundan beri değeri ancak kas gücüyle ölçülmüş babasının...
Mektupçuyum ben. Yaşayan ve yaşayacak olan herkese, bugüne ve gelecek zamanlara mektuplar gönderiyorum. Mektuplarımın kimlere ulaşacağını, hangi bulmacanın hangi zamanda, nerede çözüleceğini bilmiyor
Tek istediğim serbest kalmaktı. Serbest. Başka hiçbir şey değil. Sadece serbest. O zaman da söyledim. Dinlemediler. Benim suçum değildi. Dinleselerdi. Ben söyledim. Açıkça söyledim. Ben yokum, dedim,
“Ama bunlar sırf benim şeytanlarım değil, otobüste yanıma oturan adamın beynini kemiren dertler de bana bulaşıyor ya da marketteki kasiyer kız, çünkü gözlerindeki nefreti görüyorum, tuşlara basan...
“Bu yazdıklarımı bir intihar mektubu olarak görme. Derler ya, ‘Her intihar mektubu bir aşk mektubudur,’ diye. Aslında, ‘Her intihar mektubu bir aşk romanıdır,’ aynı zamanda. Yani bu aldığın son mektu