Çoğumuz çocukluğa dair tek bir anıya sarılırız bazen. Bir gün, bir kişi, bir olay… Bütün çocukluğumuzu onun çevresinde öreriz. Hani çocukken bir yerimiz yara olduğunda tentürdiyot sürerlerdi...
“O yılları hatırladıkça bizim kuşak için anlamlı olan bir on yıldan, başka türlü anlamlar yüklenmiş başka bir on yıla geçtiğimizi, bu arada büyümüş olduğumuzu gördüm. Büyümüş olmak mıydı içimi...
Yekta Kopan, 2000 yılında yayımladığı ilk kitabı Fildişi Karası’nda öykücülüğünün hemen tüm ana çizgilerini ortaya koymuştu: yalın, pırıl pırıl bir Türkçe, ince, duyarlı bir ruh hali ve olay örgüsünü