“Düşünüyorum da, Odalarda l960’ta yayınlanan ilk biçimiyle de, bu son biçimiyle de bir serüven romanı değil, hem hiç değil. Roman, sürükleyiciliğini olayların şaşırtıcı akışından almıyor. Öyle okunup
Hepsi kördü, hepsi suçluydu: zorbaları alkışlayan onlardı, kötüleri el üstünde tutan, göklere çıkaran onlardı; iyileri, zayıfları, iyiliği, zayıflığı sinekler gibi ezen onlardı. Bu dünyayı onlar...
Oraya nasıl gittiğimi ya da oradan nasıl döndüğümü bilmiyordum. Tek bildiğim, bir anda kendimi orada buluvermemdi. İnsanların yıkılan dünyalarından kaçıp sığındığı, her şeyden soyutlanmış bir zamanda
Stefan Zweig’ın en ünlü öykülerinden biri olan Amok Koşucusu, kendi ölümüne doğru koşan bir doktorun yıkımını ele alır.Tutkulu yaşamların yazarı Zweig, bir başyapıt niteliğindeki öyküsüyle aynı adı t
Hermann Hesse’nin kendi yaşamöyküsüyle de paralellikler taşıyan Çarklar Arasında’nın kahramanı Hans Giebenrath, Almanya’nın küçük bir kasabasında yaşamaktadır. İçedönük ama çok yetenekli bir genç ola
Fethi Naci’nin “tam bir anlatı ustası” diye nitelediği Cemil Kavukçu, Yalnız Uyuyanlar İçin’de bir araya getirdiği öykülerinde, yeni insan tipleriyle tanıştırır okuru. Bakışlarını dış dünyadan çok ke
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, seksen yaşında bir büyükannenin uzaklardaki torununa yazdığı mektuplardan oluşur. Alabildiğine yalın, gündelik konuşma diliyle yazılmış bu sevgi dolu mektuplar, hem...
Bütün oğlanların büyümeyi saplantı haline getirmeleri çok eski bir gelenektir. Bunun sebebi, zaman zaman gençliğin kısıtlamaları karşısındaki sabırsızlıklarını kelimelere dökmeleri, buna karşılık, ço