Bir sabah, uykunun en tatlı yerindeyken, kapı zili acı acı öttü.
Bülbül zillerdendi, bana çocukluğumun geçtiği Aydın’daki aile evini, o evdeki mutsuzluğu ve yoksulluğu hatırlattığı için sevmezdim, a
“Osman Cemal, İstanbul’un her köşesini bilirdi. Her sınıf halkı tanırdı. Bazı insanlar maziye saplanıp kalırlar. Osman Cemal eskileri tanıdığı kadar yenileri de tanımak için gözünü ve kulaklarını aça
Şimdilik Bu Kadar’da, birbirinin dostu iki sıra dışı kadın, uzun soluklu ve keyifli bir sohbetle hayat hikâyelerini anlatıyor. Tanışıklıkları yıllara dayanan Serra Yılmaz’la Emine Uşaklıgil’in pek ço
Çelişki’yi okudum ve bitirdim bu sabah. İçimde Cemal Süreya’nın kuşları. Havalı, esrik, fırlama ve canımı yakan bir dille yazmış Barış. “Kafamdan atamadığım soruları yüzüme vurmaya ne kadar da” merak
Hicvi ve dolayısıyla mizahı; toplumsal yozlaşmayı, kurumların bozulmasını, insanlar arasındaki bitmek bilmeyen çekişmeyi ve adaletsizliği anlatmak için bir silah olarak gayet iyi kullanan Hagop...
Daha insancıl, daha adil bir düzen istedim. Direndim, insanları daha mutlu görebilmek için. Yaşam da bu değil mi zaten? Ben de yaşadım bir insan gibi. Kimseye boyun eğmedim. Alnımın teriyle ekmek par