Kendi gerçeğini arayan ve tuhaf rastlantılarla buluşan kayıp ruhlar, Stefan Zweig öykülerinin değişmez sakinleridir. Sıradan, küçük tecrübeler onların yaşamında büyük dönüm noktalarına dönüşerek...
“Kardeşimle ben kâinatla baş etmek zorunda kaldık, çünkü baba bir sabah, daha gün ağarmadan, ruhunu sessizce teslim etti. (...) Kardeşimle bana parçalanıp dağılmamamız için emirler gerekliydi, bu biz