1930’ların başlarında Yeni Gün gazetesinde yayımlanan bu yazılarda İstanbul’un ve sosyal hayatımızın geçirdiği hızlı dönüşüm, Fatih Çarşambalı Hanife Hanım’ın şahitliğiyle anlatılıyor. Mahmut Yesari’
1990’ların sonunda, Kuzey Fransa’daki yoksul bir kasabada, işsizlik, alkolizm, ırkçılık ve homofobiyle iç içe büyüyen Eddy Bellegueule’ün tek istediği ailesinin, arkadaşlarının ve kasabalıların gözün
Birtakım iç hesaplaşmalar içindeki yazar uzun zaman sonra çocukluğunun geçtiği, küçük, çirkin bir Fransız kentinde yaşayan babasını ziyarete gider. Karşısında bulduğuysa, erkeklerin duygularını...
Eskiden Bâbıâli Caddesi dediğimiz şimdi Ankara Caddesi, her yerde, her şeyde olduğu gibi gün geçtikçe değişiyor. Bir sistem, metot dahilinde neşriyatı beceremeyen kitapçılar bile tozlu, köhne camekân
Eleştirmen Leah Hager Cohen şöyle diyor: “Öykülerini okurken, ‘Munro benim aklımdan geçenleri nasıl bilebilir?’ diye düşünüyorum. Aslında Munro’nun yaptığı, büyük bir alçakgönüllülükle bir duyguyu pa