1990’ların sonunda, Kuzey Fransa’daki yoksul bir kasabada, işsizlik, alkolizm, ırkçılık ve homofobiyle iç içe büyüyen Eddy Bellegueule’ün tek istediği ailesinin, arkadaşlarının ve kasabalıların gözün
Birtakım iç hesaplaşmalar içindeki yazar uzun zaman sonra çocukluğunun geçtiği, küçük, çirkin bir Fransız kentinde yaşayan babasını ziyarete gider. Karşısında bulduğuysa, erkeklerin duygularını...
Paris’in bir banliyösünde, yüksek bir binanın dördüncü katında yaşayan orta yaşlı biliminsanı Elisabeth ve onun matematik profesörü eşi Pierre’in hayatı, bir akşam evlerinde verdikleri davetle birlik
Eleştirmen Leah Hager Cohen şöyle diyor: “Öykülerini okurken, ‘Munro benim aklımdan geçenleri nasıl bilebilir?’ diye düşünüyorum. Aslında Munro’nun yaptığı, büyük bir alçakgönüllülükle bir duyguyu pa
Kaderleri adlarının esrarengiz bağıyla kesişen iki komşu, Eliot Nailles ile Paul Hammer: çiviler ile çekiç. Nailles, banliyö treniyle şehirdeki işine gidip gelen, ailesine sonsuzca bağlı bir adamdır.