Babam bizi bırakıp gittikten sonra Ada’yı da evi de orada geçirdiğim mutlu çocukluk anılarını da silmiştim aklımdan. Öyle sanıyordum. Demek ki silememişim, sadece bastırmışım, bilinçdışının en karanl
Ernaux’nun babası, kızı öğretmenlik sınavlarını verdikten iki ay sonra ölür. Yazar bu ölümün ardından, yetersiz eğitim görmüş, çocukluğundan beri değeri ancak kas gücüyle ölçülmüş babasının...
Bu küçük derlemenin sonuna dek gelebilmiş olanlar, “Bu adam da amma kavgacıymış!” diyerek parçalı kişiliğime yeni bir parça daha ekleyebilirler. Vardıkları sonuç buysa, ne söyleyebilirim? Olsa olsa ş
Edebiyatın verdiği ilk dersin cesaret olduğunu öğrenmişlerdi –tuhaf bir cesaretti bu– göller, sazlıklar arasında taştan bir kuyunun cesaretini, bir aynanın ya da bir girdabın cesaretini andırıyordu.