Henüz fast food restoranlarının bile bulunmadığı pastoral bir Amerikan kasabası olan Janice, muhteşem göletiyle adeta cennetten bir köşedir. Fakat bu cennetin güzelliği, gölete...
Viyana 1919: Birinci Dünya Savaşı’ndan tek bacağını kaybetmiş olarak dönen Andreas Pum, laterna çalarak geçimini sağlamak üzere izin belgesi alır ve böylece bir hırsız, suçlu ya da dilenci olmaktan k
Her şey olmak isterken hiçbir şey olamayan, gün gün, adım adım hem servetini hem kendini tüketen bir adamın, Osman’ın hikâyesi bu roman.Pahalı markaların, lüks yaşamın gösterişine dalıp...
Gérard’ın araştırma yapmak için geldiği Quartfourche Şatosu, genç adamı romantik bir serüvene davet eder. Şatonun küçük sakini Casimir, geçmişe açılan bir kapının anahtarıdır. Gérard, çocuğun annesin
Burnun büyüdü mü İnci? Hani Pinokyo’nunki gibi... Sen anlatmıştın, Pinokyo diye bir kukla varmış. Yalan söyleyince burnu uzuyormuş. Yalan söylersen senin de burnun büyür demiştin bana.
Annem de görmüş babamı. Ağlayıp gözlerini perdeye silmiş. O leke kaldı orada. Ortası koyu, kenarlara gittikçe duman gibi açılıyor. Bilmiyorlar bunu. Acıdan leke çıkmaz. Acı zaten yerinden kalkmaz. Ta
Burada bir sokak var. Uzun, ağaçsız ve derin derin uyuyan arabalarla dolu karanlık bir sokak. Birazdan gün, süt mavi örtüsünü sokağın üzerine serecek, evler ağaracak. Gün, köşeden sokağa girecek. Sah
Bana Yusuf’u soruyorsun öyle mi? Sana onu anlatayım, anlatayım da, önce başka bir şey anlatayım. […] Yusuf, kuyuya atılmış bir taştır, değil kırk akıllı, milyon kere milyon akıllı o taşı çıkaramamışt