Geçen kuşaklardan sonra öykü edebiyatımızda derin bir iz bırakmaya aday hangi öykücü geldi, diye sorulursa ben kendi payıma ilkin Cemil Kavukçu’yu söylüyorum.
Mermiler vınlayarak kıl payı farkla yanından, üzerinden geçiyordu. Arkasında camlar şangırdıyor, tahta yapılar parçalanıp birbirinden ayrılıyor, evin birinde bir kadın haykırıyor, çevresinde sıva top