“Diyaloglar dizisine başladığımızda önceliği bizi biz yapan yazarlara verdik. Ardından az bilinen başyapıtlar olarak nitelediğimiz bir diziyle devam ettik. Sonra edebiyatın genç kaynaklarına yöneldik
Tango daha önce de gördüğümüz gibi milongayla başlamış, milongadan doğmuş, başlarda cesur ve mutlu bir dansmış. Sonradan tangonun takati kesilmiş ve hüzünlenmiş, hatta Ernesto Sabato’nun yakın zamand
Stefan ZweIg, yaşamı boyunca bireyin dokunulmazlığını en büyük değer sayan hümanizmin öncülüğünü yaptı. Zorbalığın karşısında insanın onurunu, toplum çöküntüsünün ve kitle çılgınlıklarının karşısında
Her kültürün güzellik ve sanata ilişkin görüşleri elbette olmuş ama her kültür bu görüşü açık bir kuramsal çerçeveye oturtmamıştır. Estetik kavramı XVIII. yüzyılda Avrupa’da doğmuştur. Bu yüzden, est
Stefan Zweig, Nazi Almanyas’ında kitaplarının yakılmasının ardından, hümanist düşünür Erasmus’la başladığı içsel yolculuğuna yine bir hümanistle, Montaigne’le noktayı koyar. Montaigne, yazarın 1942’
Kurmaca dünyalar kuran sanatçı, kendisini gerçekliğe sadık kalacak şekilde yeniden inşa edebilir mi? Zweig, “Dünyanın Mimarları” dizisinin üçüncü ve son kitabında bu soruya yanıt arar: Öznel sanatçı
Bu kitap Umberto Eco’nun, Sette anni di desiderio, Sugli specchi e altri saggi ve İngilizce yayımlanan derleme Travels in Hyperreality adlı yapıtlarından seçmelerle oluşturulmuş küçük bir çalışmadır.