Evinize ilk defa gelen, heybetli kütüphanenizi görüp de size, “Hepsini okudunuz mu?” diye sormaktan daha iyi bir şey bulamayan birine verilebilecek birçok cevap biliyorum. Dostlarımdan biri şöyle...
Mühim olan, yaptığımız işi keyifle yapmaktır. Eğer sizi ilgilendiren bir konu seçtiyseniz, eğer tezinize gerçekten kısa da olsa üzerinde yoğunlaşacağınız bir zaman ayırdıysanız (…) o zaman tezin bir
Önceki Günün Adası, batan bir gemiden kurtulup bir başka gemiyle “karaya” çıkan Roberto de la Grive’nin öyküsü. On yedinci yüzyılda geçen bu öykü, Roberto’nun sevdiği kadına yazdığı mektuplar ve gemi
Her kültürün güzellik ve sanata ilişkin görüşleri elbette olmuş ama her kültür bu görüşü açık bir kuramsal çerçeveye oturtmamıştır. Estetik kavramı XVIII. yüzyılda Avrupa’da doğmuştur. Bu yüzden, est
Umberto Eco, her ne kadar romancılığıyla ön planda olsa da, roman yazmadan önce de sanatı, kültürel ve bilimsel tartışmaları gazete ve dergilerde yayımladığı yazılarla yönlendiriyordu. Günlük Yaşamda
Kendime sıkça sorduğum bir soru var: Bugün bana birileri yarın kozmik bir felaketin evreni yok edeceğini söylese, yani bugün yazdığımı yarın okuyacak hiç kimse kalmazsa, yine de yazar mıyım?
1962 yılında yayımlandığında dünya çapında büyük yankı uyandıran ve yapıt ile okur/izleyici arasındaki etkileşimin dinamiklerinin öne çıkarıldığı Açık Yapıt, 20. yüzyılın poetika literatürüne son...
Somonbalığıyla Yolculuk, yoğun içerikli romanlarıyla ve felsefe ağırlıklı denemeleriyle tanınan Umberto Eco’nun bir başka yönüyle, parodi yazarlığıyla karşı karşıya getiriyor okuru.
Hava gitgide ağırlaşıyor. Her adım ve adımda. Omuzlarım, boynum ve sırtım. Ağır. İlerledikçe ağaçlar sıklaştı. Dağ yamacından vadiye eğiliyorum. Hiç rüzgâr yok. Biraz daha ilerlediğimde sise gömülüyo