Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Lucien Fleurier, varoluşsal bir kriz yaşar ve hayatında bir anlam bulmak amacıyla arayışa koyulur. Önce bohem çevrelere girerek eşcinsel bir ilişki deneyimler, ardınd
XVI. yüzyıldaki ekonomik kriz sebebiyle İspanya’nın her köşesinde açlık ve sefalet kol gezmekteydi, bu durumun bir ahlaki çöküntüyü de beraberinde getirmesi kaçınılmazdı. İspanyol toplumundaki bu mad
Edebî kimliğinin ötesinde XX. yüzyılın etkili düşünürlerinden biri de olan Jean-Paul Sartre’ın 1939’da yayımlanan “Duvar” adlı öyküsü, bireyin kökten özgürlüğünü vurgulayan varoluşçu felsefenin...