Aksaray’da kalabalık bir konakta doğan, etrafı gözleyerek büyüyen, her duyduğunu zihnine kaydeden bir çocuk… Daha lisedeyken öğretmenine, “Sen en iyisi tiyatrocu ol oğlum,” dedirtecek kadar mayasını
Boğaz havası mıydı içime çektiğim, İstanbul’un kiri pası mıydı yoksa? Ya da o kentte attığım tüm kahkahalar mıydı? Belki de üniversiteye gittiğimden beri o devasa kentte geçirdiğim 17 yılımdı an an?