Bazı gönül erbabı, sefa çiçekleri gibi günün ilk ışıklarına muhtaçtır. Ondan sonra sarılı kırmızılı parıltılarla göz alır, kendisini sevdirir, beğenen bakışları üstüne çeker. Ülfet de böyleydi. (…) D
Dag, elini annesinin omzuna koydu, eli o kadar ağırdı ki Alma’yı yere gömebilirdi, aynı zamanda o kadar hafifti ki uçurabilirdi. Dag’ın eli Alma’nın içini ısıttı, daha önce hiç tanımadığı bir sıcaklı
Türk edebiyatının en özgün kalemlerinden Ahmet Rasim’in (1865-1932) İstanbul’la ilgili anı ve gözlemlerini dile getirdiği yapıtları, sayısı 140’ı bulan kitapları arasında özel bir yer tutar. Aynı zam