“Bize dargın mısın ey ana toprağı? Seni çiğneyip geçen ayakların, seni yaralayıp, tırnaklayıp telvis eden haydut ellerin, senin kemiklerini kemiren hainlerin seyyiatını bu mert, bu bigünah nesilden s
“Gözlerine bir müddet baktım; beni görmedi. Sonra bu kadar derin olduğu için mukaddes olan bu acıya diz çöktüm. Bu benim tanıdığım Selma’ya benzemeyen kadının sarkan elini tutmak istedim. Titreyerek
“Sabah ezanı okunurken, Aliye’nin yanında dalmış olanların üçü de uyandılar. Aliye hâlâ dalgın, hâlâ geçen korkunç saatlerin damarlarında tutuşturduğu humma; sarı, hasta yüzünde kızıl dalgalarla dola