Yıl 1976. Prens Arthur’un hiç ölmediği, dolayısıyla VII. Henry’nin tahta hiç geçmediği, Reform’un, Protestanlığın ve Sanayi Devrimi’nin hiç gerçekleşmediği bir İngiltere.
Geçmişin o bunaltıcı döneminde yaşadığım her eylem, her sözcük ve bilhassa her utanç belleğime kazınmış; sürekli geriye dönüp hâlâ kapanmamış yaranın derin kesiklerini arıyorum. Hissettiğim şey acı m