Aykırı, bohem, cesur, bağımsız, sosyalist ve idealist. Âşıkları; Mérimée, Musset, Chopin… Hayranları; Flaubert, Proust, Balzac… 19. yüzyıl Fransa’sının en ünlü kadın yazarı George Sand aynı zamanda b
Hiçbir yere gidemeyecek, biliyorum. Kendimden. Yıllardır bu ıssız saatte, coşkusu sönmüş parkta oturup aynı şeyleri konuşmamızdan. Ve hâlâ işte burada, salıncakta bir ileri bir geri sallanmaktan ötey
Kör olsaydım neleri yitirirdim sonsuzca? Sağır olsaydım ya da dilsiz? Burnum hiç mi hiç koku almasaydı ne yapardım? Kolsuz biri olmak nasıl bir şeydi acaba? Bense yürüyemiyordum, ayaklarım yok hükmün
Neşeli, eğlenceli bir Çankaya gecesinden sonra köşke çıkan gazeteci Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ü bilardo oynarken bulunca, bu fırsattan yararlanarak kaç zamandır düşündüğü şeyi söylemeye karar verdi v
Hikâyem, yani “nasıl rahibe olduğumun” hikâyesi, yaşamımın erken bir döneminde başladı; altı yaşımı daha yeni bitirmiştim. Bu başlangıç hafızama öyle bir kazındı ki hâlâ en ince ayrıntısına kadar...
“Beklenmedik bir anda, bir kitapla yaşadığın şaşırtıcı buluşma. Kütüphanede, rafta, çalışma masasında öylece durmakta, seni beklediğini bilmeden; zaten sen de farkında değilsin yaşanacakların. Karşıl