“… Peki sen aynı insan mısın?” sorusu geçti yıldırım hızıyla aklımdan. Her şeyin bıraktığım gibi kalmasını isteyen ben de o geçmişten neredeyse hiçbir iz taşımıyordum. Ne kafamın içindekilerin ne de
O gece hiç uyuyamadım. Dalar dalmaz Hasan’ın hayali gözümün önüne geliyor, “İftiracı, iftiracı!” diye karşımda ağlıyordu. Küçük hayal gücüm o vakitki dinî terbiyenin dehşetleriyle dolmuştu. Yarın ahr
O gece hiç uyuyamadım. Dalar dalmaz Hasan’ın hayali gözümün önüne geliyor, “İftiracı, iftiracı!” diye karşımda ağlıyordu. Küçük muhayyilem o vakitki dinî terbiyenin dehşetleriyle dolmuştu. Yarın ahre
“Gözlerine bir müddet baktım; beni görmedi. Sonra bu kadar derin olduğu için mukaddes olan bu acıya diz çöktüm. Bu benim tanıdığım Selma’ya benzemeyen kadının sarkan elini tutmak istedim. Titreyerek
Bak oğlum, dedi. İnsan dediğin yozdur. Hem de Kayacık kayasından daha karadır yüzü. İnsan ne işe yarar? Bir boka yaramaz. Ama karga dediğin mübarek hayvandır. Onu bunu ayırmaz, bulduğunu yer. Sonra b
“Evet, hayat hep böyle insana oklarını atar, siz de göğsünüzü açar, onların ciğerlerinize saplandığını görürsünüz. Allahım, içimdeki sızı ne kadar garip... Fakat niçin? İmam nikâhı kıyılırken, onlar
“Belki de doğru. Belki de insanlar birbirlerine kanla, sınıfla değil inandıkları şeyde iştirakle bağlanıyorlar. Nasıl o ziyafet akşamı Rıfkı, dayısının karısına ve misafirlerine kendini yabancı hisse