Sadece çarpma ânında tüm algılarımın ne kadar keskinleştiğini hatırlıyorum. Dünya farklı bir yer gibi görünmüştü gözüme, düşüncelerim dışında her şey yavaşlamış hatta durmuştu. İnsanların yüzlerinde
“Bir çoklu koro, bir zengin orkestra gibidir bu kitaptan taşanlar. Taşan bir kitap bu. Katlanan, kanatlanan, aşkın, delişmen, yoğun, parçalı, tekrarlı, şiddetli, pervasız, iştahlı bir kitap. Kışkırtı
Bir keşiş, acımasızca işlenen cinayetler, lanetli aile bağları: Şeytanın İksirleri, bilinçaltının tehlikeli arzularından kaynaklanan dehşeti, XIX. yüzyıl edebiyat geleneğinin “kötücül ikiz” motifiyle
Orada oturmuş her şeyi tersine çevirebilir miyim, diye düşünüyordum. Bu mümkün müydü? Altımda çırpınan suya baktım. Dipteki midyelere, sağa sola kıvrılan yosunların arasında gizlenen küçük balıklara
Çelişki’yi okudum ve bitirdim bu sabah. İçimde Cemal Süreya’nın kuşları. Havalı, esrik, fırlama ve canımı yakan bir dille yazmış Barış. “Kafamdan atamadığım soruları yüzüme vurmaya ne kadar da” merak
Çağdaş korku edebiyatının önde gelen imzalarından Thomas Ligotti’nin yapıtlarına geniş kapsamlı “korku” ya da “gerilim” türleri içinde yer vermektense, onun yazdıklarını “tekinsiz kurmaca” başlığı al
Burada, bu tepede yeni bir not defterine başlamam isabet oldu. Yeni çevre, yeni fikirler, yeni bir başlangıç. Temiz hava.
Ötede buz mavisi dağların yükseldiği ücra bir tepede, puslu ormanlar arasınd