Stefan Zweig’ın 1920’li yıllarda kaleme aldığı “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” ve “Bir Kadının Hayatından 24 Saat” adlı öyküler okuru insan ruhunun dehlizlerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor...
“Evet, hayat hep böyle insana oklarını atar, siz de göğsünüzü açar, onların ciğerlerinize saplandığını görürsünüz. Allahım, içimdeki sızı ne kadar garip... Fakat niçin? İmam nikâhı kıyılırken, onlar
Franz Kafka’nın 1915’te yayımlanan Dönüşüm adlı öyküsü, yazarın, anlatım sanatının doruğuna ulaştığı bir eseridir. Küçük burjuva çevrelerindeki yozlaşmış aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına...
Dünya çapında bir ikon statüsüne erişmiş olmasına karşın Kurosawa’nın hayat hikâyesi hâlâ bilinmezliğini korur. Bu açıdan bir tür Raşomon etkisiyle hayatın sanatı taklit ettiği söylenebilir. Bu kitap