Evinize ilk defa gelen, heybetli kütüphanenizi görüp de size, “Hepsini okudunuz mu?” diye sormaktan daha iyi bir şey bulamayan birine verilebilecek birçok cevap biliyorum. Dostlarımdan biri şöyle...
“Yedi Ses, kendi köklerinden yola çıkarak evrensel bir edebiyatın peşine düşen, kendi uygarlıklarının derin geleneklerinde gezinmekle yetinmeyip insan ruhunun kuytularına uzanan, ama hiçbiri birbirin
Dünyada yazarak var olmak çok özel bir deneyim. O maceranın kendisinden ses vermek gerek. Bu yolculuklara neden çıkıldığını, bütün bunları niye yaptığınızı anlatmalısınız, sonuçta bu da halüsinasyon
Modern şiirimizin öncülerinden Cemal Süreya, Guillaume Apollinaire’den Paul Valéry’ye, Arthur Rimbaud’dan Paul Verlaine’e birçok şairi dilimize kazandırmıştır. “Çağdaş dünyanın, insandaki yeni bir bi
Kafamdaki romanı yazmak için işimden ve oğlumdan vakit ayıramıyorum, ama üzüldüğüm de yok. Bu koşullarda vaktim olsa da istediğim gibi yazacağımı sanmıyorum. Köyde, sessizlikte, üstünde dura dura çal
Narlı Bahçeyi arıyordum. Hangi coğrafyaya ait olduğunu bilebilsem yollara düşmeye hazırdım. Ama bir türlü hatırlayamıyordum: Batıda mıydı Narlı Bahçe, doğuda mı? Uzun yolların ucunda mıydı, burnumun