“Gün batmak üzere, ışıklar yorgun; gravürlere daha bir daldıkça anlıyoruz ki yeryüzünde olan her şey var bu gravürlerde. Geçmişte ve bugün olanlar, gelecekte var olacaklar, yeryüzünde...
Antropolojik bir araştırma için ormanın derinliklerinde, doğayla mümkün olduğunca iç içe yaşayan anlatıcı, 25 Ağustos 2015’te, Rusya’nın Kamçatka bölgesinde bir ayıyla karşı karşıya gelir ve iki düny
Ksenophanes şair ve filozof kimliğiyle 21. yüzyılın insanını sadece evrenin ve insanın varoluşunu düşünmeye ve sorgulamaya değil, aynı zamanda bizzat toplumun içinde yanlış bildiğimizi yüksek sesle e
Hayaletlerin saati henüz gelmemişti. Artık günün yirmi dört saati belirecekler miydi? Yoksa bugün yılın son günü olduğundan özel bir durum mu söz konusuydu? Belki de yuvarlak gözlerini fal taşı gibi
Charles Darwin, henüz genç bir doğabilimciyken İngiliz Kraliyet Donanması'na ait Beagle adlı gemiyle beş yıllık bir yolculuğa çıkar. Rio de Janeiro’dan Avustralya’ya, Tahiti’den Falkland Adaları’na p
Ne büyük acılar ne de büyük sevinçler öldürür insanları; bu yüzden bu acı ve sevinçler, küçük küçük değersiz şeylerden oluşmuş muazzam bir sisle sarılı gözükürler. Evet, işte hayat dediğin; bir sis o
“Ahlaksal olgu diye bir şey yoktur. Ahlaksal yargı ile dinsel yargının ortak yönü, ikisinin de aslında olmayan gerçekliklere inanmasıdır. Ahlak, belli olayların bir yorumudur, daha kesin konuşmak...
Burada, bu tepede yeni bir not defterine başlamam isabet oldu. Yeni çevre, yeni fikirler, yeni bir başlangıç. Temiz hava.
Ötede buz mavisi dağların yükseldiği ücra bir tepede, puslu ormanlar arasınd