Üniversite yurdunun tuvaletinde, aynı anda hem bir hayat hem de bir ölüm doğurmuştum. İlk defa kendimi nesillerin içinden geçtiği bir kadınlar zincirinin parçası hissettim.Sene 1963, Rouen...
HEDEFİNİ TAMON İKİDEN VURANBİR ROMAN.Hiçbir şeye nişan almamıştım. Merminin herhangi bir şeye çarpmış olabileceğini düşündüysem de şimdi hatırlamıyorum. Muhteşem nişancıydım ne de olsa. Hiçbir şeye n
Kendimi bildim bileli evlere bakmak için dışarılarda geziniriz, yakışmayan çiçek ve saksıları bahçelerden alırız. Sulama aletlerinin yerini değiştirir, posta kutularını düzeltir, ağır olduklarından ç
“Victor Hugo ve niceleri çocuğu hep bir melek olarak gördüler. Asıl onda şeytani ve gaddar olanı görmemiz gerekir. Çocuğa dair yazılanlar da ancak bu bakış açısıyla yenilenebilir. Çocuğun küçük bir h
Dostoyevski, evet, bu oydu! Suç ve Ceza’sıyla beni çarptı, felç etti. Bana kahramanı Raskolnikov’un kaderini izlemeyi yasakladı: İkinci bir kadını öldürmek, bu kez masum birini; bana suçumu hatırlat
Annesiyle el ele tutuşmuş, caddenin karşısına geçecekler. Annesi yürümeye başlayınca o da yoğun trafikli caddeye adım atıyor, atmasıyla da annesinin onu kolundan sertçe geri çekmesi bir oluyor. Sağın