Bir roman yazarı olarak sayısız eserle ustalığını kanıtlamış Henry James, 19. yüzyılın sonlarına doğru bir tiyatro macerasına da adım atar; ancak üç kere Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday olan yazarın oku
Jack London’ın genç yaşta tanıştığı Güney Denizleri'nde yaptığı yolculuklardan izler taşıyan Güneşin Oğlu ve Güneşin Tüyleri isimli bu iki öyküsü odağına David Grief’i alıyor.Varlıklı işinsanı David
Define Adası’nın bugün dünya edebiyatının en “klasik” klasiklerinden biri olmasının temelinde, olağandışı bir macera öyküsü anlatmasının ötesinde, insan davranışlarının ardında yatan çelişkili yönler