Kar üzerinde kan lekeleri, tek gözlü ceviz ağaçları, kuş doğuran karıncalar, kilise çanları, dile gelen kesikbaşlar, sokak ortasında inciri ikiye bölüp yiyen kadınlar, sıkı sıkıya kapalı naylon perde
“Cemil Kavukçu’nun öyküleri akrabam olur. Kişilerinden, mekânlarından, dertlerinden, dillerinden. Nasıl olmasın?
Tek başına kişileri bile yeter. Her biriyle çocukluk, ergenlik, gençliklerinde tanışm
“Dünyanın en büyük çölünün hâkimi, ona kollarını açmıs gibiydi. Onu sadık bir âşık gibi bekliyordu... İnancını hiçbir şüphenin sarsamayacağını düşündü: Nil’in kızıydı o.”
1800’ler, Ortadoğu...
Koca
Geldiğim yerde, yarın bir gün, insan hıçkırıklarının yerine tasların çığlığı duyulacak.Gilbert Sinoué’nin Ortadoğu’nun yakın tarihini fon olarak kullandığı ikilinin son kitabı Taşların Çıglığı, Nâsır