Roman ve denemeleriyle olduğu kadar Zola, Maupassant, Renan ve France gibi yazarlara savurduğu sert eleştiriler ve ayrıksı görüşleriyle de tanınan Léon Bloy, edebiyatı yozlaştırdığı düşünülen, dönemi
İlk kez 1834 yılında La Revue de Paris’de yayımlanan Claude Gueux ilhamını 1832’de cinayetten idam cezasına mahkûm edilen bir insanın gerçek hikâyesinden alır. 19. yüzyılda Paris’te yaşayan otuz altı
Tarihsel olanın, iktisadi değişimlerin, toplumsal dokudaki dönüşümlerin, kültürdeki farklılaşmaların izlerini edebiyatta, daha geniş olarak düşünüldüğünde sanatta sürmek mümkün müdür, yoksa edebiyat
Eşi F. Scott FItzgerald ile birlikte 1920’lerin sembol figürlerinden biri olan Zelda FItzgerald’ın yazdığı Son Valsi Bana Sakla otobiyografik özellikler taşıyan bir eser. Romanda, tıpkı kendisi gibi
“Avrupa nedir?” sorusu, Eski Kıta’nın coğrafi olduğu kadar iktisadi, siyasal ve sosyokültürel sınırları, Avrupa Birliği, Avrupalılık-Avrupa vatandaşlığı gibi temalar hayli uzun zamandır tartışılıyor;