Onun güzel romanının, güzel hikâyelerinin genç insanların mahremiyetlerine, muhayyilelerine, yaşayışlarına, mesut ve hüzünlü saatlerine uzun seneler karışmasını dilerim. Mektep kitaplarına onun küçüc
Esendal kurulu bir zemberekle harekete geçen ve bundan dolayı da ister istemez suni bir kuklavari olmaktan kurtulamayan şahıslar ve vakalar yerine, önümüze gerçek olaylar, nefes alıp veren insanlar ç
Ondan bize güzel bir roman, güzel hikâyeler kaldı çocuklar. Mebusluklar, siyaset oyunları günü, hali doldurur, oyalandırır belki. Böbürlendirir insanı. Amma ölünce tarihe, hiç sevmediğim tarihe bile
Ayaşlı ile Kiracıları adlı büyük romanı, yeni kurulan Ankara’nın havasında memleketteki seviye ve zihniyet farklarını kuvvetle gösteren bir eserdir. Bu hiç mütearrız görünmeden her söylemek istediğin
Nehrin öbür yakasına geçtiklerinde hava kararmak üzereydi, köprünün başındaki askerin pasaportları kontrol ettiği yerde bir çuval patates, üç adet soba borusu ve bakır bir çaydanlıktan ibaret yükleri
Ve sonra gözleri kuzgunlar tarafından oyulmuş bir darağacı mahkûmunun perişan hayâli ortalarda bir yerlerde belirip kayboldu.
Kargalar hatırlıyorlar mıydı acaba?
Bir zaman önce bu meydanda kurulan