1898 kuşağının en güçlü kalemlerinden Miguel de Unamuno’nun felsefesinin ve yazınının timsali olarak görülebilecek Üç Örnek Öykü ve Bir Önsöz’de dönüm noktasındaki İspanya’ya gökten üç elma düşüyor.
“Bazıları vardır, sevmedikleri halde sevilmek isterler; kendini feda eden kadından uçsuz bucaksız bir sevgi ve sadakat beklemekte haklı olduklarını sanırlar. Bazıları vardır, meşhur bir güzelle evlen
Ne büyük acılar ne de büyük sevinçler öldürür insanları; bu yüzden bu acı ve sevinçler, küçük küçük değersiz şeylerden oluşmuş muazzam bir sisle sarılı gözükürler. Evet, işte hayat dediğin; bir sis o
Felsefe hiçbir şekilde masum değildir. Bütün bu parlak ve ince düşüncelerin ufkunda beliren dünyası, onun reel dünyası, insanların ve kavgalarının dünyasıdır: sınıf mücadelesinin dünyası.
Felsefede
Felsefenin, daha genel anlamıyla düşünmenin yalnızca felsefecilere ya da entelektüellere bırakılamayacak kadar ciddi bir iş, bir mücadele alanı olduğuna inanan Althusser, meslekten felsefeci olmayanl