Sadullah Bey de kendi hayatını baştan başa gözden geçirmek için geri çekildi, dam bahçesinin arka tarafından Boğaz’a hâkim olan yere gitti. Kararan suların üstünde ışıkları yanan vapurlara, kayıklara
“Bize dargın mısın ey ana toprağı? Seni çiğneyip geçen ayakların, seni yaralayıp, tırnaklayıp telvis eden haydut ellerin, senin kemiklerini kemiren hainlerin seyyiatını bu mert, bu bigünah nesilden s
“Ben artık zelil ve sefil bir günahkâr oldum. Ben artık tarihin en melun çehresi Yahuda’ya bir nazire oldum. Yahuda nasıl dünyanın pek muazzez bir simasını, efendisini birkaç dinar için sattıysa...
“El ele ve göz göze duruyoruz. Yüzü sapsarı, gözleri iki altın ışık gibi, dudakları durmadan titriyor; eli, içinde sıktığı elimin bir parçası, devamı kadar benim!Birdenbire bizi bulacaklar, geri çevi