Bazı gönül erbabı, sefa çiçekleri gibi günün ilk ışıklarına muhtaçtır. Ondan sonra sarılı kırmızılı parıltılarla göz alır, kendisini sevdirir, beğenen bakışları üstüne çeker. Ülfet de böyleydi. (…) D
“İçimdeki didişme, karar almak için mücadele tamamen dinmişti. İstikbal denilen şey bana bir vehimden ibaret geliyordu. O anda kader denilen kudrete her vakitten fazla inanıyordum. İkimiz de bir gird
“Evin kendisi, çocuğun hafızasında Mor Salkımlı Ev yaftasını taşır. Bu ev, yarım asırdan ziyade, bazen de her gece, bu küçük kızın rüyalarına girmiştir. Arka taraftaki bahçeye nazır pencereler, çifte