Biz daima Avrupa lisanlarının edebiyatça gerek intihap ettikleri kavaid-i külliyeye gerek ihtiyar eyledikleri tarz-ı taklide tâbi olmak mecburiyetindeyiz. Çünkü gerek o kavaid-i külliye gerek o...
Biz daima Avrupa lisanlarının edebiyatça gerek seçtikleri bütün kurallara gerek tercih ettikleri taklit tarzına tabi olmak mecburiyetindeyiz. Çünkü gerek o bütüne dair kurallar gerek o taklit...
Zaten hayatın zevkinde, eleminde o başka ne bulmuştu ve ne bulacaktı? Eziyet, daima eziyet, sonsuza kadar eziyet değil mi? Herkeste böyle miydi, diye merak etti, hayır, mesela şu geçenlerin hepsi onu
“Pek az Türk romanı Araba Sevdası kadar adına bağlıdır. Kitap, bir modanın ve muayyen iktisadi şartlar etrafında hemen bir lahzada teşekkül etmiş köksüz bir kalabalığın romanıdır.”Ahmet Hamdi...
“Pek az Türk romanı Araba Sevdası kadar adına bağlıdır. Kitap, bir modanın ve muayyen iktisadi şartlar etrafında hemen bir lahzada teşekkül etmiş köksüz bir kalabalığın romanıdır.”Ahmet Hamdi Tanpına