Efendiler, geçen yıl sırasında dış siyasetimiz barış ve sakinlik vadisinde sürekli ilerleme göstermiştir. Felaketli senelerin son izleri olan askerî işgaller tamamen son buldu. Vatanın fiilen tamlığı
1919 senesi Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye:Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup, Harb-i Umumi’de mağlup olmuş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şeraiti ağ
Ondan bize güzel bir roman, güzel hikâyeler kaldı çocuklar. Mebusluklar, siyaset oyunları günü, hali doldurur, oyalandırır belki. Böbürlendirir insanı. Amma ölünce tarihe, hiç sevmediğim tarihe bile
Aman Yarabbi, Köprü, Köprü... Bunu şimdi birdenbire ne kadar, ne kadar sevdi. O üzerinden binlerce defa geçmiş olduğu yer; bu serilmiş, ölmüş hayatıyla, elini kaldırmanın bile acı verdiği şu haliyle
“O zaman boynunu bükerek bütün bu parlak hülyaları, bütün muhteşem emelleri doğuran gençliğin sırf bir yalandan ibaret olduğunu tasdik ediyordu: serap, serap... Bütün gençlik emellerinin güzellikleri
Zaten hayatın zevkinde, eleminde o başka ne bulmuştu ve ne bulacaktı? Eziyet, daima eziyet, sonsuza kadar eziyet değil mi? Herkeste böyle miydi, diye merak etti, hayır, mesela şu geçenlerin hepsi onu
Nedret burada birkaç defa kendi duygularına daldı. Kalbinin derin bir köşesinde, kendisine gizli gizli gülümseyen, ümide benzer bir şey vardı. Tekmil varlığını, ince ipek bir ağın cazibesi sarıyor, b