“İlk öykü kitabım olan Yorgunlar’a (1960) bunca yıl sonra bir kez daha göz atınca, onun, ilk kitap olmanın –olumlu, olumsuz– bütün özelliklerini taşıdığını gördüm. O kitaptaki öykülerimden dört tanes
Güneş herkes için parlamıyor mu?
Nazi kıyımından kurtulmuş olan Esther, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından annesiyle birlikte yeni yurduna, İsrail’e kavuşmak için yollara düşer. İsrail’in kuruluşuyla
Zamanın dışında, insanların tarihinin dışında kalmış bir ülkeydi burası, belki de dünya kurulduğunda diğer ülkelerden ayrı düşmüş, hiçbir şeyin doğup ölemediği bir ülke.
Yıl 1909. Ergenlik çağındaki
Stefan ZweIg, yaşamı boyunca bireyin dokunulmazlığını en büyük değer sayan hümanizmin öncülüğünü yaptı. Zorbalığın karşısında insanın onurunu, toplum çöküntüsünün ve kitle çılgınlıklarının karşısında
Stefan Zweig’ı dünyada başka hiçbir ülke Brezilya kadar cezbetmemişti. Kozmopolit yazar İkinci Dünya Savaşı’nın ortasında, Avrupa kendini yok ederken bu ülkeye geldi ve doğal güzelliği, barışçıl yaşa
1968. Prag’da Sovyet tankları. Prag Baharı’nın sonu gelmiştir. Yurdundan ayrılan pek çok göçmenden biri de Irena’dır. Kocasıyla birlikte Paris’e yerleşen Irena, onun ölümüyle yalnız kalır. Kendine...
“Yavaşlık kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlık ile hatırlama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey hatırlamak isteyen yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü