Başka bir ülkede meydana gelen felaketlerin seyircisi olmak, gazeteciler diye bilinen profesyonel, uzman turistlerin bir buçuk asrı aşkın sürelik maceralarında...
“İlk öykü kitabım olan Yorgunlar’a (1960) bunca yıl sonra bir kez daha göz atınca, onun, ilk kitap olmanın –olumlu, olumsuz– bütün özelliklerini taşıdığını gördüm. O kitaptaki öykülerimden dört tanes
Unutulmuş bir modern ustadan mücevher niteliğinde bir hikâye: Sadakat. Çok geçmeden tüm dünyaya yayılacak karanlığın sinmeye başladığı caddelerde, salonlarda ve davetlerde bir genç kuşağın masumiyeti
Şampiyonanın bir başka sürprizi de Türkiye’ydi. Hiç kimse bu ülkenin önemli bir başarı elde edeceğine inanmıyordu. Dünya kupalarından elli yıldır uzaktı. Brezilya’ya karşı oynadığı ilk maçta hakemin
Stefan ZweIg, yaşamı boyunca bireyin dokunulmazlığını en büyük değer sayan hümanizmin öncülüğünü yaptı. Zorbalığın karşısında insanın onurunu, toplum çöküntüsünün ve kitle çılgınlıklarının karşısında
Stefan Zweig’ı dünyada başka hiçbir ülke Brezilya kadar cezbetmemişti. Kozmopolit yazar İkinci Dünya Savaşı’nın ortasında, Avrupa kendini yok ederken bu ülkeye geldi ve doğal güzelliği, barışçıl yaşa