“Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.Dante gibi ortasındayız ömrün.Delikanlı çağımızdaki cevher,Yalvarmak yakarmak nafile bugün,Gözünün yaşına bakmadan gider.”Cahit Sıtkı Tarancı’nın bu dizelerle...
Kendi gerçeğini arayan ve tuhaf rastlantılarla buluşan kayıp ruhlar, Stefan Zweig öykülerinin değişmez sakinleridir. Sıradan, küçük tecrübeler onların yaşamında büyük dönüm noktalarına dönüşerek...
Stefan Zweig’ın öykücülüğünde ayrı bir yer tutan O muydu?, kemirici bir duygu olan şüpheyi eksene alır ve bu duygunun insanı sürüklediği kaygı, sıkıntı ve çaresizlik atmosferinden okura seslenir. Öyk
1942 yılında, İkinci Dünya Savaşı’nın tam ortasında, Brezilya’nın Petropolis kentinde karısıyla birlikte intihar eden ama insanlara “yarın”ı beklemeleri gerektiğini söyleyerek bir yandan da umudu sav
İlkgençlik yıllarından beri hayranı olduğu Doğu felsefesi ve Doğu mistisizmi, büyük Alman yazar Hermann Hesse’nin eserinin temellerinden biridir. Hesse’nin en ünlü yapıtlarından Boncuk Oyunu’nun moti
Son yirmi beş yıllık şiirimizde ölümü, içinde küçükten beslediği için hiç dehşete düşmeden, irkilmeden, tam bir iman ve teslimiyetle, özleyerek beklemiş tek şairimizdir o. Tanrı’ya bu şekilde bağlılı
Bulantı, 20. yüzyılın en etkili düşünürlerinden Jean-Paul Sartre’ın ilk romanı. Bireyin kökten özgürlüğünü vurgulayan varoluşçu akımın sözcülüğünü üstlenen Sartre, adını 1938’de yayımlanan bu...