Bir ailenin sekiz ferdi, sekiz farklı bakış açısı. Avrupa edebiyatının en köklü ve sıra dışı ailelerinden biri olan Mann ailesinin hikâyesi hiç bu şekilde anlatılmadı. Thomas Mann’ın devasa gölgesini
İkinci Dünya Savaşı’nın acı koşulları içinde yetişen İtalyan edebiyatçılar kuşağından bir yazar olan Cesare Pavese, çürüyen değerlere, yok olan güzelliklere karşı, insanları çoğu kez kırlara, köylere
İlk hatam bu oldu. Sahteci olmak, her şeyi başkalarından almak ve kendinden hiçbir şey vermemek demektir.Hikâye bir polisiye gibi başlar: Sahte tablo ustası Gaspard Winckler, Paris’in eteklerinde bir
Gérard’ın araştırma yapmak için geldiği Quartfourche Şatosu, genç adamı romantik bir serüvene davet eder. Şatonun küçük sakini Casimir, geçmişe açılan bir kapının anahtarıdır. Gérard, çocuğun annesin
Marcantonio Ravì, güzeller güzeli kızı Stellina’yı evlendirmeyi kafasına koymuştur. Müstakbel adayı da yaşlı ve bir o kadar zengin Don Diego Alcozèr’dir. Ancak babanın niyeti başkadır: Bir ayağı çuku
Konstantinos Kavafis’in Barbarları Beklerken adlı seçme şiirler toplamını, yeni çeviriler eklenmiş, gözden geçirilmiş biçimiyle, Bu Kenttir Gidip Gideceğin Yer adıyla yayımlamaktan kıvanç duyuyoruz.