Her şey, başını kaşıyacak vakti olmayan, zengin işinsanı Giovanni Corte’nin tuhaf bir ilahî ses duymasıyla başlar. Derhal teşhis konur: Söz konusu ehemmiyetsiz bir hastalıktır ve Corte basit bir oper
İki çocuklu, varlıklı bir çift olan Temple ve Gowan’ın hayatı bir anda derinden sarsılır. Çocuklarından biri, Temple’ın dadı olarak işe aldığı eski bir fahişe ve uyuşturucu bağımlısı bir kadın tarafı
Kapıların Dışında, savaştan dönen Beckmann’ın hikâyesini anlatır. Ölülerin diyarından tesadüfen geri dönebilenlerden biridir o. Fakat ne eşi ne evi ne de ülkesi bıraktığı gibidir. Şimdi her yer...
Umberto Eco’nun ilk romanı Gülün Adı gibi, ikinci romanı Foucault Sarkacı da, bildiğimiz roman türlerinden hiçbirine girmiyor. Onu bir bilim-roman ya da Eco-roman diye nitelemek belki de daha uygun.