“Gerçekten, toprağın içine falan gömülüp dinlenemez mi insan? Elli bin yıl sonra kalktığında, kendi dertleri de toplumun sorunları da tümden çözülmüş olabilir, cennete dönüşmüş bir dünyaya uyanabilir.
Olağanüstü bir şey oldu o zaman: Birden başını avuçlarının arasına aldığını, hıçkırmaya başladığını gördüm. Yapmacıktan söz edilemezdi artık; tüm bedenini sarsan gerçek hıçkırıklardı bunlar...