Savaşı hatırladım, yine canım sıkıldı, yataktan kalkıp yine meyhaneye indim: Saat dörde geliyordu. Bir şnaps içtim, şimdi boşalmış oyun makinelerinin başına gittim, ama yalnız bir kere...
“Gerçekten, toprağın içine falan gömülüp dinlenemez mi insan? Elli bin yıl sonra kalktığında, kendi dertleri de toplumun sorunları da tümden çözülmüş olabilir, cennete dönüşmüş bir dünyaya uyanabilir.
Olağanüstü bir şey oldu o zaman: Birden başını avuçlarının arasına aldığını, hıçkırmaya başladığını gördüm. Yapmacıktan söz edilemezdi artık; tüm bedenini sarsan gerçek hıçkırıklardı bunlar...
Marcantonio Ravì, güzeller güzeli kızı Stellina’yı evlendirmeyi kafasına koymuştur. Müstakbel adayı da yaşlı ve bir o kadar zengin Don Diego Alcozèr’dir. Ancak babanın niyeti başkadır: Bir ayağı çuku
Mermiler vınlayarak kıl payı farkla yanından, üzerinden geçiyordu. Arkasında camlar şangırdıyor, tahta yapılar parçalanıp birbirinden ayrılıyor, evin birinde bir kadın haykırıyor, çevresinde sıva top
2002’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Imre Kertész, ilkgençlik çağında Nazilerin toplama kamplarının vahşetini yaşamış bir yazar. Türk okurlarının Kadersizlik, Fiyasko ve Doğmayacak Çocuk İçi
2002 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Imre Kertész’in başyapıtı sayılan Kadersizlik, bir anlamda yazarının yaşamöyküsüne yaslanan bir roman. İkinci Dünya Savaşı sırasında gönderildiği toplama kampında