Savaşı hatırladım, yine canım sıkıldı, yataktan kalkıp yine meyhaneye indim: Saat dörde geliyordu. Bir şnaps içtim, şimdi boşalmış oyun makinelerinin başına gittim, ama yalnız bir kere...
“Gerçekten, toprağın içine falan gömülüp dinlenemez mi insan? Elli bin yıl sonra kalktığında, kendi dertleri de toplumun sorunları da tümden çözülmüş olabilir, cennete dönüşmüş bir dünyaya uyanabilir.
Olağanüstü bir şey oldu o zaman: Birden başını avuçlarının arasına aldığını, hıçkırmaya başladığını gördüm. Yapmacıktan söz edilemezdi artık; tüm bedenini sarsan gerçek hıçkırıklardı bunlar...
Güneş herkes için parlamıyor mu?
Nazi kıyımından kurtulmuş olan Esther, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından annesiyle birlikte yeni yurduna, İsrail’e kavuşmak için yollara düşer. İsrail’in kuruluşuyla
Marcantonio Ravì, güzeller güzeli kızı Stellina’yı evlendirmeyi kafasına koymuştur. Müstakbel adayı da yaşlı ve bir o kadar zengin Don Diego Alcozèr’dir. Ancak babanın niyeti başkadır: Bir ayağı çuku