Bir saatçi dükkânı. Tamire getirilen bir guguklu saatin içinden çıkan Ulyanov - küçük ve öfkeli bir adam. Ulyanov'u yutan Mihail - elbette bir kedi. Ulyanov'un, Mihail'in, dükkânın peşine düşenler. Ö
Göğü getirdi biri; toplamış üşenmemiş. Neleri varsa serdiler kayalara. Hepsinin gençliği bir deniz, ucunda ayaklarının. Ne güzel güldüler; uzun, insan dolu güldüler. Her biri yarındı; hep öyle baktıl
Nihayet karar günü geldi. O gün Yassıada’da son sözü Salim Başol söyleyecekti. Ancak Menderes sözü ona bırakmadı. Çocukluğundan beri hep ölümden korkmuş, hep ölümle savaşmış, hep ölümden dönmüştü. Am
1960’ların sokaklarından, önce tanklarıyla ihtilalciler geçti.
Sonra zafer şarkılarıyla gençler...
İsyan bayraklarıyla işçiler...
Sağcılar... Solcular... Polisler...
Sonra yeniden cuntacılar ve darbe
Savaşlar kazanmış muzaffer bir kumandan…
İnatçı bir diplomat…
Cumhuriyet kurmuş bir devlet adamı…
Kafasında kırk tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden gezdiren bir politikacı…
İdeal bir eş…
Örne