Bir gün, şafak sökerken, Dr. AIra kendini Buenos AIres’in mahallelerinden birindeki ağaçlı bir sokakta yürürken buldu. Bir tür uyurgezerlikten mustaripti ve aslında hepsi birbirinin aynı olduğundan g
Hayaletlerin saati henüz gelmemişti. Artık günün yirmi dört saati belirecekler miydi? Yoksa bugün yılın son günü olduğundan özel bir durum mu söz konusuydu? Belki de yuvarlak gözlerini fal taşı gibi
Bir saatçi dükkânı. Tamire getirilen bir guguklu saatin içinden çıkan Ulyanov - küçük ve öfkeli bir adam. Ulyanov'u yutan Mihail - elbette bir kedi. Ulyanov'un, Mihail'in, dükkânın peşine düşenler. Ö
Göğü getirdi biri; toplamış üşenmemiş. Neleri varsa serdiler kayalara. Hepsinin gençliği bir deniz, ucunda ayaklarının. Ne güzel güldüler; uzun, insan dolu güldüler. Her biri yarındı; hep öyle baktıl
Hikâyem, yani “nasıl rahibe olduğumun” hikâyesi, yaşamımın erken bir döneminde başladı; altı yaşımı daha yeni bitirmiştim. Bu başlangıç hafızama öyle bir kazındı ki hâlâ en ince ayrıntısına kadar...
Neredeyse bir hafta boyunca yükseklikten başları dönerek çizim yaptılar. Yolda bin türlü katırcıyla karşılaştılar, Mendozalı ve Şilili katırcılarla ilginç mi ilginç sohbetler ettiler. Papazlara ve Av
“Semtin bu kısmındaki sokaklar oldukça karanlıktı. Sıklıkla bozulan cıvalı ampuller pembemsi bir parıltıdan öte ışık yaymıyorlardı. Bozulmasalar da ağaçların yaprakları üstlerini peçe gibi örttüğünde